Çocukluğumdan beri evrenin, insanın ve görünmeyen güçlerin dilini anlamaya dair derin bir merak taşıdım. Ailemde şifacılık geleneği vardı; anneannem tülbentle nazar mı hastalık mı olduğunu anlayabilir, teyzem o gün köyde cenaze olup olmayacağını hissederdi. Benim de rüyalarım çıkar, bazen kaldığım yerden devam ederdim. Yetişkinliğimde geçmişe ait sahneler gördüğüm oldu; sonra bunların gerçekten yaşandığını tarih sayfalarından öğrendim.
Bugün, bulunduğum ortamın enerjisini hissedebiliyor, kıskançlık gibi duyguları bile adeta “koklayabiliyorum.”
Akademik yolculuğumda sağlık ve insan gelişimi alanlarında eğitimler aldım. Özellikle Nörofizyoloji dersleri, bana beynin, insan vücudunun ve dünyanın işleyişi arasındaki şaşırtıcı benzerlikleri gösterdi. Çünkü dünya ve insan anatomisi düşündüğümüzden çok daha fazla birbirine benzer.
Bilimsel eğitimin yanında spiritüel danışmanlık, aile dizimi, meditasyon ve enerji çalışmaları üzerine eğitimler aldım. Mitolojiye, kadim uygarlıklara, felsefeye, psikolojiye ve tarihe duyduğum ilgi, şifacılık geleneğiyle birleşerek bana hem bilimsel hem de derin bir ilmi bakış kazandırdı.
Şuna inanıyorum: İlim ve bilim ayrılmaz; biri ruhun bilgeliğini, diğeri aklın rehberliğini taşır. Birlikte insanı bütüne ulaştırır.
Bu sayfa, tüm bilgi, deneyim ve sezgilerimin buluştuğu yer. Burada şifa tekniklerinden enerji çalışmalarına, kadim bilgiden modern bilime uzanan bir yolculuğa çıkacağız. Çünkü biliyorum ki; her insan kendi evrenidir. Ve her evrenin iyileşmeye, hatırlamaya, bütünleşmeye hakkı vardır.